21 Aralık 2011 Çarşamba

Kimyasallaştırılanlardanım :))

           Haftalardır düşünüyorum ama ne yazacağımı  halen bulamadım. Yazı yazmayınca da kötü hissediyorum kendimi, buralarda takılmakta iyi geliyor bana. O nedenle de ben şimdi yazmaya başlıyorum, ama konu nereye gider hiç bilmiyorum, hayırlısı artık...
           Hadi biraz mesleğimden bahsedeyim sizlere...
           Öncelikle şunu söylemeliyim ki kimyager olmak çok güzel bi duygu. Bunun iki sebebi var; birinci sebep hayatta en çok örnek aldığım insan kimyager diğer sebep ise(bu biraz uçuk) kulağa çok hoş geldiğini düşünüyorum. Birazda kimyagerler neler yaparlar bundan bahsedelim. Bizler genelde labratuvarlarda çalışırız, yelpazemiz geniştir bir çok sektörde iş bulabiliriz. Kozmetik, ilaç, tekstil, boya, deterjan  gibi fabrikalarda çalışırız. Genellikle labratuvarlarda analiz yaparız. Besinlerle aramız çok iyi olmak zorundadır, çünkü yediğiniz içtiğiniz herşeyde bizim rolümüz çok büyüktür. Tüketilen cips, çikolata ve dondurma gibi gıdaların neden bu kadar lezzetli olupta ama aslında yenmemesi gerektiğini en iyi biz biliriz. Kısacası hem zehirlemesini hemde geri iyileştirmesini öğretirler bize.Sürekli birşeyler üretmeye çalışırız. Bazen öyle bir kaptırırız ki kendimizi en olmayacak maddeleri bile birbirine karıştırıp çökelti elde eder işe yaramayacağını bilsekte bunun insanlığa bir faydası olabilir mi diye uzun uzun düşünürüz. Elbette yaptığımız her çalışma başarıya ulaşmaz hatta çok düşüktür başarı oranı, ama yılmayıp moralimizi bozmamaya çalışırız, hatta üstüne inatlaşıp mücadele ederiz. Çünkü biliriz ki moralimizi bozarsak başarısızlığa boyun eğmiş oluruz....
         Gelelim tüm bu bilgileri bize nasıl öğretiyorlar. Tüm bu bilgileri dört sene halinde paket programlar şeklinde bize sunarlar ve bizde öğrenmeye çalışırız. Elbette sözel ve ezber bilgiler oldukları için hemen hepsini öğrenemeyiz. Bu nedenle işi görsele dökmek için üniversite hayatımızın çoğu labratuvarlarda geçer. Labratuvarlarımız oldukça zevklidir, cam şişelerde birbirinden güzel renkli sıvılar ve komplex yapıdaki birçok düzenek gözlerimizin içine bakar. Adeta her biri beni kullan diye bağırmaktadır.

     Bakmayın bu kadar güzel gözüktüklerinde aslında birçoğu çok tehlikelidir. Ellemek şöyle dursun koklayamazsınız bile. Bu nedenlede oldukça dikkatli ve hassas çalışmamız gerekmektedir.

     Sonra bide kendimizin satın aldığı birçok malzeme vardır. Bunların çok değişik bir isimleri var beher, puvar, erlen, büret, baget gibi gibi gibi... Bu malzemeler bizim oyuncaklarımız gibidir, nasıl ki aşçı yemek pişirmek için tencereye ihtiyaç duyar bizde behere ihtiyaç duyarız....
     Şimdilik dostum kimya ile ilgili yazacaklarım bunlar, umarım merak edenleri bir parça olsun aydınlatabilmişimdir. Böylesine zevkli, faydalı ve ihtiyaç duyulan bir alanla ilgili yazı yazmasam içimden kalırdı doğrusu, ne de olsa gençleri bilgilendirmek gerek di mi? :)))
     Güzel bir konu bulmanın verdiği mutluluk içerisinde koyuyorum yazıma noktayı.
     Herkese selamlar, dua ile....
           
          
   

6 yorum:

  1. Güzel, ödenzdirici bir yazı olmuş. Nedense aklıma Bir Tuhaf Turta Vakası kitabını getirdi, oradaki roman kahramanı da çok eğlenceli kimya deneyleri yapıyordu :)

    YanıtlaSil
  2. banucum kimyager olmak dünyayı kocaman bir labratuvar olarak görmektir;kimyager olmak her nesneyi(tencere,sürahiiparfüm şişesi,deterjan kutusu)beher olarak görmektir;kiyager olmak katı,sıvı ve gaz halindeki şeylerin bileşenlerini mütemadiyen çözmeye uğraşmaktır..amaç salata yemek değilde limon ve zeytin yağının girdiği reaksiyonu hesap edip saltayı yapana tadından değilde çözeltilerini bahsetmektir velhasılı kimyager olmakta kimyagerlerle yaşamakta zevklidir;))türkan ablama kolaylıklar sanda başarılar diliyorum canım....

    YanıtlaSil
  3. burada yeni yazı görmek çok güzel :) bence daha sık yazmalısın kuzen ;)

    YanıtlaSil
  4. Sıdıka ablacım; dediğin kitabı okumadım ama aklımın bir köşesine yazdım, inşallah en kısa zamanda kitabı alıp okumayı düşünüyorum, güzel yorumun için teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
  5. Kesinlikle katılıyorum Betül teyze...hatta geçen gün yolda arabanın plakası 34 ZN 4587 idi. ZN yi görünce aaa bu çinko şunlarla reaksiyona girer falan diye düşünmeye başladım, durumum vahim yani :)) Allah-u Teala razı olsun,sizlerede her türlü işinizde kolaylıklar diliyorum.

    YanıtlaSil
  6. Saolasın kuzi, bende seviyorum yazı yazmayı ama ilhamın suçu işte her zaman gelmiyor:)

    YanıtlaSil