27 Ocak 2013 Pazar

Ben Lisedeyken ;)

       İyi geceler herkeslere :)
     Ben yine ne yazsam diye çok düşündüm, eski yazdığım ama yayınlamadığım taslak yazılarını okudum, düzeltip onları mı yayınlasam diye düşündüm ama onu da beceremedim üstüne üstlük yeni taslak yazıları oluşturmayı başardım. Şu anda blogumda 15 tane taslak yazısı var, düşünün siz benim halimi :)) Ama ne yazacağımı buldum sonunda...
      Lisedeyken başıma gelen komik ve hoş bir anıyı paylaşmak istiyorum sizlerle...
    Lise üçteydim, az çok okulun kıdemlilerinden sayıldığımız senelerden birinde, bir tenefüs vaktinde, koridorda, okul müdürünün odasının karşısında fizik hocasıyla ve bir kaç arkadaşla sohbet ederken, gözüm okul müdürünün kapısına takıldı, okul müdürünün kapısından içeri bir hanım girdi. Müdürle ve o sırada odada bulunan rehber hocasıyla müdür yardımcısının elini sıktı. Buraya kadar her şey normal gözükmüş olabilir. (İşte olay şimdi patlak veriyor.) İçeri giren hanımın halam olduğunu fark etmemle birlikte müdürün odasına dalışım aynı saniye içinde gerçekleşti.( Gülmeyin!! :)) arkadaşım şaşırmıştım ne yapayım? halamın benim okulumda ne işi olabilirdi ki?) Neyse ben içeri girdim, Aaa.. Hala!!! dedim hemde halama sarıldım öptüm en doğalından.(Yalnız bir problem vardı, ben müdürün odasındaydım, onu unutmuşum :)) Benim bu hareketlerimden dumur olan okul müdürü, müdür yardımcısı ve rehberlikçi şaşkın şaşkın beni izliyorlardı, hee.. söylemeyi unuttum halamda şoke oldu :)
      Herkes şoku atlattıktan sonra durumu açığa kavuşturduk; tüm kamuya duyurduk hala-yiğen olduğumuzu. Meğersem halamda canım okulum İhlas Koleji tarafından seminer vermesi için davet edilmiş. Aslında normal bir şeydi bu; sonuçta halam bir çok yere konferans vermek için giden biri, ama işte halam yani okuluma gelmiş, karşıma çıkmış beklemediğim bir anda, şaşırmam normal bir davranış yani :)
       Sonra semineri dinledik bitti, çıkışta ben tekrar müdürün odasına gittim. (O zamanlar okula telefon götürmek yasaktı, lazım oldu telefonu okula getirdin öyleyse müdüre bırakmakta şarttı, bende dürüst olacağım ya her sabah müdüre telefonumu bırakır, akşamda gider alırdım. Allah benim iyiliğimi versin. Kendime başka bir şey demek istemiyorum.) Neyse ben müdürün odasındayım.( Müdür beni severdi şimdi, hakkını da yiyemem :)) Telefonumu verirken bana dedi ki; Ne kadar şanslı olduğunu biliyor musun? Çok güzel bir ailen var. Bende ukalaca "evet biliyorum, teşekkürler." demiştim. (Sanırım ikinci potuda orada kırdım. Mütevazilik hiç bana göre değil anlaşılan.) Müdür benim bu cevabıma tebessüm etmişti gerçi, sonra iyi akşamlar deyip ayrılmıştım oradan...
      Evet, her günümün olay olduğu lise yıllarımdan bir hatıramı paylaştım sizlere, umarım sizde benim gibi gülmüşsünüzdür bana. Ben lisedeyken böyle bir tiptim işte. Ne diyeyim ki başka :) Görüşmek üzere...


         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder