28 Aralık 2012 Cuma

Zihinsel Yolculuk

       
        2012' nin son günlerindeyiz ve bugünde son cuması. Sabah saat dokuz suları, henüz afyonum patlamamış ve ben elektro kimya dersine teşrif etmişim. Hocanın dediklerini beyin süzgecimden geçiremediğim için nöronlarda yaz komutunu veremiyorlar elime ve bende haliyle not tutamıyorum. Zaten koca haftanın yorgunluğu üzerime çökmüş, uykusuzluktan düz yürüyemez olmuşum, arada sağa kayarak yürüyorum. Neyse yanımda arkadaşım Canan var, ondan alırım ben notları. Gerçi Canan'da çok uykusuz görünüyor. Umarım hocanın dediklerini doğru şekilde yazıyordur :) Şimdi ona sorsam doğru yazıyorsun değil mi diye? Bana gıcık olma ihtimali çok yüksek, böyle bir de bakış atar, çekemeyeceğim hiç. Bir de konuşmaya da üşeniyorum aslında. Derslerde hep üç arkadaş yan yana otururuz. Ama bu ders Sevda gelemedi. Uyuyakalmış çünkü. Onun adına pek sevindim, insana her zaman öyle derin uyku nasip olmuyor sonuçta. Bulmuşken uyuyacaksın. İyi uykular genç! Hem derste yoklama zorunluluğu da yok. En az 100 kişi alıyor bu dersi ama şu an 25 kişiyiz. Ve bende bu azınlık gurubun içindeyim. Halbuki genelde çoğunluğa uyarım ama istisnalar işte, zaman zaman oluyor böyle :) Bu dersten sonra bir de organik laboratuvarı var. Ve her hafta dersten önce olunan baş belası quizler. Ben genelde bir gün önce quizlere çalışmayı sevmediğimden elektro derslerinde organik laboratuvarı çalışmayı seven bir insanım. Aslında sabahın köründe okula gelmemim bir sebebi de bu, organik çalışmak :) Nadiren(!) organik çalışmaktan da sıkılırsam uyuyorum derste, ama bugün gelirken metrobüste on dakika uyudum, o beni bayağı kesti. Eee... bir de dersten önce içtiğim şekersiz sek kahveyi de hesaba katarsak ben bu gece ikiden önce zor uyurum biraz... Neyse 2012 ' nin son elektro kimya dersinden selamlar...
       Kıymetli okuyucularım bu yazı ders sırasında ki kafamdan geçen düşüncelerin bir kısmını oluşturmaktadır, paylaşmak istedim sizlerle de, malum paylaşım yapamayalı epey zaman oldu.
          İşte sevgili blog sana haftalardır hatta aylardır yazamayışımın küçük bir sebebi, ya da belki de bahanesi. Ama anladın sen beni, çünkü bende biliyorum seni :) 
                En yakın zamanda yeniden görüşmek üzere, hoşçakal...

6 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :) Hoşgeldiniz bloguma :)

      Sil
  2. Allah kolaylık versin valla okurken benim de beynimin kimyası bozuldu sanki:) zor anacım zor, hele ki istanbul gibi biyerdeyse hayat mücadelen, daha da zor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin canım, Bozulmasın beyninin kimyası yaa ben güldürmek için yazmıştım :) Ama şu bir gerçek ki hayat cidden çok zor..

      Sil
  3. çoooook güzel bir yazı olmuş :) ellerine sağlık kuzim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saolasın kuzencim, senin beğenmen benim için önemli :) Öpücüx..

      Sil