1 Mayıs 2012 Salı

Hafta İçi Her Sabah -2-

       Hayırlı geceler dileyerek başlamak istiyorum yazıma,
       Hatırlarsınız bundan 2 yazı önce sabah uyanıp okula giderken ki hazırlık süresince yaşadığım psikolojiden bahsetmiştim. Bu yazımda da apartmanın kapısından çıkıp 2. vasıtama (metrobüse) binene kadar yaşadığım trajikomik vakaları anlatmaya çalışacağım.
       Apartmanın kapısından "çok şükür, en azından evden zamanında çıkabildim." diyerek çıkan ben, normal tempoda yürümeye başlarım. O sırada yaklaşmakta olan otobüsün sesini duyduysam eğer içimde koşmam gerektiğine dair bir his uyanır. Ve bende vitesimi 5'e takıp koşmaya başlarım. Eğer acıma duygusu gelişmiş bir otobüs şoförüne rast geldiysem adamcağız durağa gelmeden durur ve beni otobüsün en arka kapısından alır. İyi niyetli fakat esprili bir şoför modeline rastladıysam eğer; şoför amcam durağında durur, yolcularını alır. 4-5 saniye beni bekler ve ben otobüsün kapısından içeri girerken de espriyi patlatır "İyi bak fena mı oldu sabah sporunu yaptın işte..." Ben şöforun bu cevabına ne kadar bozulsamda çok çaktırmamaya çalışırım. Sonuçta az da olsa beni bekledi. Bir de kuralcı şoför tiplemesi vardır ki; aman Allah karşılaştırmasın öyleleriyle. Onlar durağın tam başında dururlar. Yolcularını alır ve giderler. Yahu bir sağına soluna, otobüsün aynalarına bak di mi? Hayır, aynalara baksa görecek; ipini koparmış gibi koşan birini hem de durması için yaptığı el kol hareketlerini ama nafile, bakmak başka görmek başka tabii... Neyse ki ben genellikle (ev ile durak arasında 50-60 metre gibi bir mesafe olduğundan) koşarak otobüse yetişebiliyorum. Ancak yetişemediğim zamanlarda olmuyor değil, o zaman giden otobüsün arkasından bakmak o kadar acıklı oluyor ki,anlatmaya içim el vermez... 
       Kazasız belasız otobüse binmeyi başaran ben, kendime göre beğendiğim bir koltuğa oturuyorum. Normalde 5 dakikalık mesafe, otobüsler sayesinde 20 dk sürdüğünden "Ya sabır" çekerekten yolculuk ediyorum. Hadi yavaş gidiyorsun, bari o kadar yolcu alma di mi? Yokk, ağzına kadar dolup, insanlar cama yapışmazsa olur mu? Nerede kaldı o otobüsün eğlencesi? Tabii otobüsün havasız olması şart. Öyle havadar havadar hiç keyifli olmuyor. Hatta bir gün amcanın biri otobüsün içinde yüksek sesle " Böyle olursa domuz gribi de çıkar, ayı gribide..." demişti. (O dönem domuz gribinin meşhur olduğu dönemdi de) Bu dramatik olayı mizahlaştıran amcaya içimden çok gülmüştüm, ama dalga geçmek için değil bilakis haklı bulduğumdan. Sonra otobüsten inme vakti gelir, o vaktin bazen hiç gelmemesini istersiniz çünkü otobüsten inmek, yolculuk yapmaktan daha zordur. "Pardon", "Müsadenizle" gibi kibar kelimeleri kullanarak otobüsten inmeye çalışan ben her seferinde sinirlenmiş bir vaziyette ayaklarımı yere basarım. İndikten sonra  kendi kendime biraz söylenip rahatlar ve sonrasında de 2. vasıtama (metrobüse) binmek için harekete geçerim.
      Bu yazı daha uzar gider. Ama ben siz kıymetli okuyucularımı sıkmamak adına yazımı burada noktalıyorum. Metrobüs faslınıda başka bir yazı konusu olarak anlatırım inşallah. Görüşmek üzere...

12 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, bu güzel ödül için :)

      Sil
  2. Her geçen gün kaleminin daha da güçlendiğini görmekten mutlu oluyorum.

    YanıtlaSil
  3. Günlerimiz çok sıradan geçmesine rağmen böyle fantastik anlatımlarla hayatımızın aslında o kadar da sıradan olmadığını hissediyoruz.

    Gittikçe daha iyi yazıyorsun, ileride dahanın da üstüne çıkacağına eminim.

    İmza: Türkçe öğretmenin :p

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili türkçe öğretmenim :)) Evt fazla hareketli bir hayatım var benm :))

      Sizde beğeniyorsanız yazılarımı ben de ışık var demektir :))

      Sil
  4. Hepimizin ömründe bir dönem yaşadığı hatıralar bunlar.. Hele otobüs peşinden koşma, kalabalık sendromu ve otobüsten in/eme/me vakası :) Trajikomik ama insan yüzünü tebessüme vardıran şeyler. ALLAH daha kötü dert vermesin :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evt ben de genellikle gülüyorum, ama bazende kızıyorum hoş ne kadar kızsamda bu seferde sinirden gülüyorum Değişen bir şey yok yani, çok şükür her türlü gülüyorum. :) Dediğiniz gibi Allah başka dert, keder vermesin.

      Sil
  5. hahahah:))) ne güldüm yahu gerçekten de böyle ya durum içler acısı ama amcaya bayıldım domuz gribi!!! ayı gribi!!!
    ah sana kolay gelsin yollarda:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Ömrüm yollarda geçiyor genellikle de benim.Gün içinde çok fazla olayla karşılaşıyorum. Yurdum insanı da sağ olsun beni bazen çok güldürüyor.

      Güzel yorumunuz içinde ayrıca teşekkür ederim. Hoşgeldiniz bloguma... :)

      Sil